8 Temmuz 2022

depresyon depremi- yiğit ergün

kendimde barışamadığım ne kadar kendim varsa

kendiyle barışamayan tüm aşağılık cüceler

kendini aynalarda tarayan devler

kendi kendine yetmeyen oluşlar

kendi dışında kendine savruluşlar

için

bu geceyi de birkaç hapla kapatıyorum

âhmak mıyım? ötekinden fazla değil

kendim miyim? kendi dışında herkes olanlar kadar

planlar ve planlamakla ilgili büyük sorunlarım var

putlardan ilham alıp sakıncanın şevkine varıyorum

perilerden medet umup cinlerle köşe kapmaca

oynuyorum

biliyorum, bekledikçe gelmez hiçbir mucize

kaçıyorum beni bana bulduracak geçmişe

oysa bir avuntu bir tatlı nadas bekledi yüreğim

bekledi durdu kendi ovasını yağmalayan dağda ben

bekledikçe tanrı da bekledi

sırlarım hiçbir büyücüyü ele vermedi

geldi kurşuni adaya seyrin sırası

halikarnas’ı ve bedrettin’i birlikte yâd etmenin

karmaşası

kocaman dünyaya dar geldi bu kalp

içimde sivil itaatsizi olduğum skorsuz bir harp

doluyor şimdi sıkılığında kuru

ateşleniyor parmak ve alev alıyor namlu

gözlerin sevgilim onlar en darbeli mermi

az biraz soluk/lan benimkisi de ciğer mi?

değirmenin taşlarıyla beş taş oynadı küçük prens

ordan yaralı bir at geçti burda köyler yakıldı

şehirli şehirleşti taşra taşralaştı

bu ülkede coğrafya hep karavana dolaştı

bundan bağı çözümsüz cumbası çatlak bahçem

durup durup içime göçmem hep bundan bundan

delirir dururum saniye hesaplarıyla

bu gelecek kaygısıyla nasıl zevk alınır yaşamdan?